Noah / Nuh: Büyük Tufan Replikleri

09:58 Aklı başında gezen aptal 0 Comments


İstediğimi almazsam kahrolayım!


Su mu? Babam ‘ateş’ olacağını söylemişti. Ben suyu gördüm. Suyla gelen ölümü! Ölümü gördüm, sonrasında gelen yeni bir hayat gördüm.


Yaradan bu dünyada olanları umursamıyor. Kabil’i işaretlediğinden beri, kimse ondan haber alamadı. Yalnızız burada. Yetim çocuklarız. Bizi, alın terimizle hayatta kalmaya zorlayarak lanetledi! Bunu yapmak için elimden ne geliyorsa yapmazsam kahrolayım!


Size bir hikaye anlatayım. Başlangıçta, hiçbir şey yoktu. Sonsuz karanlığın sessizliğinden başka bir şey yoktu. Ancak Yaradan’ın nefesi dünyaya doğru geldi, fısıldayarak; “Işık olsun.” dedi. Ve ışık oldu. Hem de çok güzel oldu. İlk gün. Ve sonra, şekilsiz ışıklar şekillenmeye başladı. İkinci gün. Ve Dünyamız doğdu. Güzel, narin evimiz. Ve büyük, sıcak bir ışık günlere hükmetti. Ve daha az bir ışık, gecelere hükmetti. Ve sabah ve akşam oldu. Bir gün daha. Ve dünyanın suları bir araya toplandı ve tam ortasında kuru toprak ortaya çıktı. Bir gün daha geçti. Ve yerde yeni şeyler yetişmeye başladı. Yaradılışın üzerinde; yeşil, kalın bir örtü oluştu. Ve sular da, hayat ile doldu. Artık var olmayan büyük deniz canavarları vardı. Çok kalabalık balık sürüleri oldu, bazıları hala bu denizlerin altında yüzüyor olabilir. Ve sonrasında, gökyüzü kuşlarla doldu. Ve akşam oldu. Ve sabah oldu. Beşinci gün. Şimdi tüm dünya hayatla doluydu. Sürüngenler, emekleyenler ve yürüyen hayvanlarla… Ve iyiydi de. Hepsi çok iyi olmuştu. Işık, hava, su ve toprak vardı. Hepsi de temiz ve lekesizdi. Bitkiler ve balıklar, kuşlar ve hayvanlar vardı, hepsi kendi türünden sonra. Hepsi, harika bir bütünün parçasıydı. Her şey yerli yerindeydi. Tam bir cennetti. Yaradan’ın avucundaki bir mücevher. Sonra Yaradan, erkeği yarattı. Yanında da kadını. Hepimizin anne ve babasını. Onlara bir seçim sundu. Ya karanlığa kapılıp gideceklerdi, ya da ışığa tutunacaklardı. Ama onlar yasak meyveyi yediler. Masumlukları yok olmuştu. Ve Adem’den bu yana, on nesil boyunca günah aramızda yürüdü. Kardeş kardeşe karşı… Millet millete karşı… İnsanlık, Yaradılış’a karşı… Birbirimizi öldürdük. Dünyayı kirlettik. Bunu biz yaptık. Bunu insanlık yaptı. Her şey çok güzeldi, her şey çok iyiydi ama biz mahvettik. Şimdi… Yeniden başlıyor. Cennet geri dönüyor. Ama bu sefer, bu sefer insan filan olmayacak. Bahçe’ye bir kez daha girersek, onu bir kez daha mahvederiz. Hayır. Yaradan bizi yargıladı. İnsanoğlunun sonu gelmeli.

0 yorum: